Statükonun bütün faturaları çalışana, ustaya, esnafa çıkarılmış, iğneden ipliğe yapılan zamlarla soyulup soğana çevrilmiş, ezim ezim edilmiş olduğu halde, neler neler tartışılıyor memlekette… Haftalardır bütün her şey, yapılan açıklamalar, ileri geri adımlar, sanki var olan gündemin üzerine örtü atmak için yapılıyor. Bilerek veya bilmeyerek yapılan gerçekten bu.

Bir gün meclis başkanlığı sorun oluyor, bir gün hükümet, bir gün üst kurulun aldığı kararlar… Bir gün parti içi kavgalar, bir gün de seçim kavgaları… Sonu yok, sonun geleceği de yok.

Siyaset kurumunun toplumdan koptuğu artık çok açık. Nelerin olup bittiğini anlayabilmiş olsa, en önemlisi ülkede yaşananları hissetse, gerçek sorunun bir parçası olsa, bu kadar çok atışma, sataşma, makam yarışı, çelişkili kararlar sokağa dökülür müydü? Herkesin gözü önünde normalmiş gibi karar üstüne karar alınır, bu kadar çok gürültü kirliliği yaratılır mıydı?

Var olan mevcut yapı; statüko, halka o kadar çok yabancılaşmış ki halen daha çalışanları, ustaları, esnafı vergilendirmeye devam ederek kendini üretme, besleme derdinde. Bu alışkanlığından bir türlü vazgeçemiyor. Gerek borç gerekse hibe yolu ile TC’den gelen tüm kaynaklarla birlikte, yerel kaynakları da üzerine ilave ederek kendisini beslemek için çarçur eden statüko, aslında kurşunu kendi ayağına da sıkmış oldu. Şimdi gördüğümüz sadece çırpınmadır. O kadar çok çıkan gürültünün nedeni de sadece budur. 

Her birimizin alın teri, vergisi olan bütçeyi kendi geleceği için yiyip bitirdiğinden dolayı, doğru dürüst ne kapanma ne de açılma kararı alabiliyor.

Emeği, alın teri ile geçimini sağlayanlar, işsizler için eli kolu bağlı kalan bugünkü yapı, son aldığı kararla “çalışın ve bütçe için bizi de ödeyin” mesajı verdi. Gelip gelebildiği nokta bu…

Salgının devam etmiş olmasından dolayı binlerce işyerinin kapandığı, on binlerce işsizin ortaya çıktığı biliniyor. Buna rağmen, “ödemeye devam edin” deniyor. Nasıl kötü bir niyettir bu?

Yönetebilmekten çıkmanın sonucundan başka bir şey yok ortada.

Bir makam doldurulamıyorsa, bir makamın gereklilikleri yerine getirilemiyorsa ve bunun sonucu olarak da iş yapma kapasitesi yitirilmişse, daha da önemlisi sorunu çözecek, çözebilecek olanın bizler olduğu kültürü ortadan kalkmışsa, buraya kadar demekten başka geriye söylenebilecek bir şey kalmıyor. İş başa düştü! Sorunları yaşayanların, sorunlara sahip çıkmasından başka yol görünmüyor.

ORTAK BİLDİRİ

Devletimizin kuruluşundan günümüze, her aşamasında her dönemecinde, damlaya damlaya göl oluşturarak devletimizin varlığına katkı koymuş olan küçüklü büyüklü tüm işyerlerimiz, hizmet sektörünü oluşturan bireyler, ofisler, bürolar, acentemiz, otelcimiz, turizmin paydaşları olan tüm işletmelerimiz, hayvancımız, çiftçimiz, taksicimiz, kahvecimiz, restaurantçımız, büfecimiz, elektrikçimiz, boyacımız, taşeronumuz, müteahhidimiz, sanayicilerimiz, esnafımız, işçimiz, memurumuz, emeklimiz, işsizimiz…vd. Kısacası ülkemizin tüm paydaşları olarak iflası bir kader olarak kabul etmeyeceğiz. Yaralarını sarmaya çalışan, psikolojik travma yaşayan, çoluk çocuğu ile ilgili endişeleri artan insanlarımız, muhtemel işsizlik artışının yaratacağı toplumsal çöküntüye adım adım yaklaşırken, işletmelerimiz feryat ederken kar etme peşinde olan bir yaklaşımı kabul etmeyeceğiz. Bu gelişmeleri görmezden gelen bir yönetim şeklini benimsemek devlete yakışmadığı gibi kabul edilebilir de değildir. Çare vardır. Çare; birlikte üretmektir, birlikte paylaşmaktır, birlikte yönetmektir. Bu anlayışla bizler herkese, her kesime eşit ve adil olacak yaklaşım ve kararlara destek vereceğiz.

• Savaştan çıkmış halkına gerektiği gibi davranan bir devlet yaklaşımı bekliyoruz.
• İvedilikle yıllardır gerekli düzenleme yapılmadığından dolayı toplumun her bir bireyinin olumsuz etkisinin bedelini ödediği Faiz Yasası’nın hazırlanıp geçirilmesini istiyoruz.
• Ayrıca salgın dönemindeki enkazı yalnızca bizim sırtımıza bırakmayacak, işletmelerin ayağa kalkabilmesine olanak sağlayacak şekilde devletin varlığını hissedeceğimiz bir yapılandırma yasası istiyoruz.
• Devlete ve bankalara olan tüm borçların ve taahhütlerin, cezasız ve faizsiz olarak salgının sona ermesinden ve ekonominin çarklarının dönmeye başlamasından itibaren en az 6 (altı ay) sonrasından başlamak üzere taksitlendirilmesini istiyoruz.
• Devlet ve özel dahil tüm kira ve kiracı ilişkilerine yasal yapılandırma istiyoruz.

Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası (KTEZO)
Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB)
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO)
Kıbrıs Türk Kamu Araçları İşletmecileri Derneği (KAR-İŞ)
Kıbrıs Türk İnşaat Taşeronları Birliği
Kıbrıs Türk Elektrik Müteahhitleri Birliği (KTEMB)
Kıbrıs Türk Sanayi Odası (KTSO)
Kıbrıs Türk Otelciler Birliği (KITOB)
Restorancılar Birliği (RES-BİR)
Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği
Kiralık Araç İşletmecileri Birliği (KAİB)
Kıbrıs Türk Seyahat Acenteleri Birliği (KITSAB)
Birleşik Taksiciler Birliği
Faiz ve Mazbata Mağdurları Komitesi

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir